Kitap Esintisi

Love Square (Love Square, #1) - Jessica Ingro Orijinali Kitap Esintisi adresinde...

Bu kitap hakkında ne yazsam bilemiyorum. Daha yeni aldatma hakkında bir kitap okudum ama bunun kadar rahatsız olmadım. Sorun şu ki evli kızımız, çocukluk aşkı ile karşılaşıyor ve bir anda zaten pek de mutlu olmadığı kocasını şutlayıp eski erkek arkadaşı Jared ile vakit geçirmeye başlıyor. Tamam evliliğinde sorunlar var, ama Jared’a aşık olup aslında pırlanta kadar temiz olan Aidan’a böyle şeyler nasıl yapar insan anlamıyorum.

Aidan’ı bol bol boynuzlarken nihayet Aidan bunun telefonundaki mesajları görür ve aldatıldığını anlar. Tabi Aidan’ın duygularını kitabın sonundaki küçük epilogdan anlıyoruz. Önce sinirleniyor ama hatalarının farkına varıp karısını geri kazanmaya karar veriyor. Böyle de yüce gönüllülük... Neyse. Karısını Jared’den uzak tutmak için neler yapmış hatta kitabın sonunda öğreniyoruz.

Jared’e de aşık olduğunu düşünen Samantha, onun kendisinden uzaklaşması üzerine ne yapacağını bilemez. Bir hayli üzülür hatta. Tabi kızın tekiyle yiyiştiğini gördüğünde sanırsınız ki adamı şutlayacak, ama yapamaz tabi. Hemcinsimden utandığım an budur. Çünkü peşinden gitmeye başlar, kendisine dönmesini ister, Jared onu unutmamış olsa da onu kendisinden uzaklaştırmaktadır ama bizimki gizlice onları izlemeye dahi götürür işi. Neyse ki en yakın arkadaşı casusluk yapamadan ona biraz akıl fikir verir de çıldırmaktan kurtulursunuz.

Gözleri nihayet açılır ve kendine, Aidan’a, evliliğine ne yaptığını anlar sonunda. Ayrıca bir de hamile oluşuyla tekrardan korkar ama neyse ki bebek Aidan’ındır ve daha fazla drama istemeyen bünyeleriniz rahatlar. Hamileyken hatta Jared ve sevgilisine rastlar ama nihayet onu geçmişteki yerine koyduğunu görür ve onların yanından rahatlıkla uzaklaşır. Büyük ihtimalle buralarda Jared hata yaptığını anlamakta sanırım. Samantha yazar olduğu için sonraki kitabında bu aşk üçgenini anlatır ve Jared’ın düşüncelerini de sonraki kitap için verilen sneak peek’te görürüz. Onu geri almaya hala kararlıdır (kamera şakası di mi) ve yine bir şeyler yapacaktır. Bu durumda ben sonraki kitabı okumuyorum. Zaten tatlı mı tatlı Tessa isimli bebekleri olmuş çiftin, orada bırakalım hikayeyi benim için makul.

Kısacası okurken çok sinirlendim, yani bazı yerler fazla saçmaydı. Temptation da aldatma hikayesiydi ama ne bileyim o çok normalmiş lan dedim en sonunda. 1 yıldız mı 2 yıldız mı versem bilemedim ve 2’de karar kıldım hadi ayıp olmasın diye. Bir daha kitapları dikkatli daha bir şekilde seçeceğim kesin.
Kara Gönülçelen (Royal House of Shadows #1) - Gena Showalter Orijinali Kitap Esintisi adresinde.

Harlequin Mystery serisine başladı, iyi de oldu. Mayıs'ta başlanan Raintree serisine bayılmıştım, bu ay başlayan Royal House of Shadows da fena değil gibi görünüyor. Serinin ilk kitabı Kara Gönülçelen mükemmel olmasa da iyi bir başlangıçtı diyebilirim.

Nicolai, krallığı baskına uğrayıp ebeveynleri öldürüldükten sonra büyü ile hafızası silinir ve köle olarak satışa çıkar. Delfina'ın iğrenç prenseslerinden birinin pençesine düşer ve çileli günleri başlar. Bir şekilde büyük kız kardeşi öldürmeyi başarsa da küçük olanından kurtulamaz. Rüyasında gördüğü kadından uzun süredir etkilenen Nikolai onu kendine çağırır.

Jane ölümcül bir trafik kazasında ailesini kaybetmiş, kendisi de çok ağır yaralanmış bir bilim kadınıdır. O da bir süredir rüyalarında Nikolai'yi görmekte ve onu arzulamaktadır. Bir gün eve döndüğünde bir kutu bulur. İçindeki defter Nikolai'nin cümlelerini içermektedir ve uykuya daldıktan sonra kendini diğer evrende, vampirlerin, kurt adamların, büyücülerin olduğu bir yerde ölmüş olan Delfina prensesinin kılığında bulur. Görüntüsünün bu şekilde olmasını Nikolai sağlamıştır ve Jane'i olduğu gibi sadece o görebilmektedir.

Jane'in Nikolai'ye güvenmesi zaman alsa da çok geçmeden bir ikili olurlar ve oradan kaçmanın yollarını ararlar. Bu esnada yollarına birkaç şey çıkacak olsa da birbirlerinden vazgeçmeye hiç niyetleri yoktur.

Fena değildi, biraz daha yavaş ilerleyebilirdi tabi. Harlequin yapısı gereği hızlı ilerliyor ama bu sefer çok da sevemedim. Yine de seri başlangıcı olduğu için okumak gerek.
Coraline - Neil Gaiman Orijinali Kitap Esintisi adresinde.

Pinuccia'nın Ağustos yazarı Neil Gaiman idi ve ben de hiç okumadığım ve sık sık övgülerini işittiğim bu yazar ile tanışmak istedim. Kitaplarından filminin de olduğunu bildiğim Koralin ilgimi çekti ve sonrasında da filmini izlerim belki deyip kitabı aldım elime. Bir hayli kısa bir kitap olduğu için toplasanız 2 saat harcamamışımdır kitabı okurken. Bu hem kısalığından hem de ilginç bir konuya sahip olmasından tabi.

Koralin ailesi ile büyükçe bir eve taşınıyor ama çok büyük olduğu için alt katta iki eski tiyatro sanatçısı, üst katta da yaşlı kaçık bir herif oturuyor. Keşfetmeyi her daim çok seven Koralin de ailesinin ona yeterince ilgi göstermemesinden dolayı evi kurcalamaya başlıyor ve garip bir kapı buluyor. Annesi ile açınca tuğladan örülmüş bir duvar çıkıyor karşısına, annesi de bunun diğer daire olduğunu söylüyor ve konu orada kapanıyor.

Gece odasındayken garip şeyler duyan Koralin kendini yine bu kapının önünde buluyor ve kapıyı açtığında karşı daireye geçebildiğini fark ediyor. Orada tıpkı kendi ailesine benzeyen ama gözleri düğmeden diğer annesi ve diğer babasını buluyor. Diğer annesinden garip bir kötülüğün yayıldığını hissediyor ve onu hep orada tutmak istediğini anlıyor. Kendi dünyasına döndüğünde ise babası iş için gidiyor, annesi de dışarı çıkıyor ama gelmiyorlar ve diğer annesinin onları kaçırdıklarını anlayıp diğer tarafa geçiyor.

Bir kedinin yardımıyla hem ailesini oradan kurtarmaya hem de dolapta tanıştığı üç küçük çocuğun ruhlarını kurtarmaya çalışıyor. Tabi gariplikler ve korkunç şeylerle başa çıkması gerekiyor. Ve bütün olay bittiğinde dahi her şey sona ermiyor ve bu sefer kendi dünyasında da o yaratığı tuzağa düşürmesi gerekiyor.

Konusu gereği ilginç ve akıcı bir kitaptı. Kısa zamanda kendini okutuyor zaten. Çocuklara yönelik olsa da pek çocuklar için içerik barındırdığını söyleyemem. Yine de okumadıysanız ve de Neil Gaiman ile tanışmadıysanız başlangıç için bu iyi bir kitap olabilir. Ayrıca filmini de izlemeniz mümkün.
Cassie Scot: ParaNormal Detective - Christine Amsden Yorumun tamamı için Kitap Esintisi adresine bakabilirsiniz.

Cassie Scot, first born to a sorcerer family, has no magical ability. Because of that, she's trying to live her life investigating things. Although she prefers normal cases, sometimes she can be hired for paranormal cases too. This time everyting starts with something very normal, she has to go to a sorcerer's shop and deliver something to her. But she can't find her in there, she finds something very brutal: murder.

Evan is the bad boy of the town and he's also a powerful sorcerer. Some people thinks he's into black magic more, but he's not like that. Cassie finds his cousin dead in that house and after that they start working together. Evan's cousin murdered by a vampire, and they're trying to find that powerful, sorcerer vampire. They have a few suspects but until the end of the book they couldn't find it.

Cassie's parents are very strange to me. They believe some magical numbers, because of that they disowned Cassie. What's that? I didn't like that family, was angry to them. Like you could've guess, Cassie feels lonely and bad, she runs to Evan right after that. Evan had crush with her for a while I think, and it explodes but not like the way you want it. But in the end, you feel sorry for Evan.

The book was good, I wondered these two people's relationship more than the events in the book. And I want to read the next one, the end was a small cliffhanger and I liked the characters.
Son Sevgili (Inn BoonsBoro, #2) - Nora Roberts Orijinali Kitap Esintisi adresinde.

Son Sevgili, Yarın ve Daima ile başlayan serinin ikinci kitabı. İlk kitap erkek kardeşlerden Beckett'ın hikayesini anlatırken bu sefer diğer kardeş Owen'ın hikayesini dinliyoruz. Owen'a kitapta eşlik eden bayan ise Avery. İlk kitabı okuduysanız Avery size tanıdık gelecektir. Restaurantı olan Avery'nin pizzalarına herkes hayrandı hatırlarsanız. İşte bu ele avuca sığmaz neşeli kızı çocukluğundan beri tanıyor olan Owen, ona karşı yavaş yavaş farklı şeyler hissetmeye başlıyor.

Otelin inşaatı ise bu kitapta bitiyor, hayaletimiz Lizzie de hala ortalıkta. Onun hikayesinin bir kısmını da Owen ile Hope çözüyor. Bu kısım da çok ilginç, çünkü Hope bu hayaletin soyundan gelmekte. Ama hayaletin onunla hiç iletişim kurmaması da bir garip tabi. Anlaşılan her şey üçüncü ve son kitapta açığa çıkacak.

Avery ile Owen'ın geçmişlerinde de şirin bir şeyler var. Owen, Avery'nin ilk sevgilisi. Bu kitaptan sonra da son sevgilisi olacak tahmin edersiniz ki. Çocukken Owen'ın ona verdiği yüzüğü dahi saklıyor Avery. Kalbini kaptırmaktan korkarken aslında uzun süredir kalbinin Owen'da olduğunu anlayamıyor tabi. Gitgide birlikte daha çok vakit geçiren çift de nihayet duygularını görebilmeyi başarıyor.

Avery'nin annesi ile de kötü bir geçmişi var. O daha küçükken onu terk edip giden kadın, bir anda kapısında bitiyor ve Avery'nin moralini bir hayli bozuyor. Owen ile ilişkilerini de sarsmaya başlayan bu duruma Owen müdahale ediyor da aklı başına geliyor bir nevi.

Diğer çiftler için de güzel haberlerle dolu bu kitap. Beckett ile evlilik hazırlığında olan Clare ayrıca bir de bebek bekliyor. Bu durumla ilgili komik bir yanlış anlaşılma da oluyor kitapta ve Owen saçmalamaya başlayabiliyor. Daha fazlası için sizi kitaba alalım.

Nora Roberts sanki etrafınızdaki insanları anlatan tarzda kitaplar yazmayı mükemmel bir yolla başarıyor. Her kitabına ayrı hayran oluyorum ama böyle ilginç konularla sıradan şeyleri birleştirince kendimi kadının kitaplarında kaybedebiliyorum. Kısacası bu kitabı da çok sevdim, keşke bir an önce üçüncüsü de çıksa da en merak ettiğim çiftin hikayesini okuyabilsem. Üçüncü kitap otel müdürü Hope ile kardeşlerin en çekilmezi Ryder'ı anlatıyor. Beklemede kalın.
Kaiken - Jean-Christophe Grangé, Tankut Gökçe Bu olmamış. Madem olay kişiseldi Naoko felan hani, niye Doğumcu olayına girip mükemmel kurgu çıkabilecekken oraları batırmaya gerek duydu bilemedim. Yarısından çoğu Doğumcu, geri kalan küçük bir kısım da Kaiken adına uygun. Neyse, oluyor bazen böyle.
Hain Ölüm (In Death, #12) - J.D. Robb Orijinali Kitap Esintisi adresinde.

Eve Dallas ve Roarke ikilisiyle hala tanışmadıysanız beni çok şaşırttınız diyebilirim. Her kitabında ayrı hayran kalıyorum kadına. Bir de o Roarke faktörü yok mu, seriyi tek başına bile okutur yani. İrlandalı yarim benim, canım.

Her kitabında olduğu gibi bunda da gayet iyi bir kurgu vardı. Bu sefer hedef Roarke, önce otelindeki bir hizmetçi, sonra da yakın bir arkadaşı öldürülüyor. Bütün mantık dikkatini dağıtmak için ama bunu Eve ile geç fark ediyorlar. Yine de çok geç olmadan bütün bağlantıları kuracaklar tabi.

İlk defa bu kitapta sanırım Eve katilin adını sanını tipini bilmesine karşın onu bulamadı. Katil de kiralık olduğu için aslında çözmesi gereken daha çok şeyler vardı ama yine de garip bir durumda kaldı. İğrenç bir kiralık katil var kitapta, önce dövüyor kurbanlarını tanınmayacak halde, sonra tecavüz ediyor cinsiyet önemli değil, ardından da bir gümüş tel ile boğarak öldürüyor. Cani ruhlu manyak bir adam, az kalsın Summerset'i de hallediyordu da bizimki akıllı tabi, kolay mı Dublinlerde yetişmiş adamı haklayabilmek...

Bir de Roarke'un öldü sandığı eski dostu çıkıyor karşısına. Başından beri bir şeyler çevirdiğinden şüphelendiğim adam beni şaşırtmıyor ki kitabın ismine gönderme burada var bence. Ama bedelini fazla ağır ödedi, üzüldüm.

Bütün her şeyin aslında Roarke'un otelindeki müzayede ile alakası var ama çözmeleri geç oluyor. Bana bıraksalar kesin çözmüştüm :P Kısacası acayip eğlendiğim, heyecanlandığım bir başka kitap daha oldu. Seriye feci derecede bağımlıyım, beni bir tek Yorumbaz anlıyor bu konuda :D Eve ve Roarke sizi kendine tamamen çekebilen bir çift, saatlerce hikayelerini okuyabilirsiniz. Eve'in bazı yorumları ve davranışları sizi bir hayli eğlendiriyor ayrıca. Roarke canım zaten bir içim su. Hala okumayı düşünmediyseniz ayıp ediyorsunuz demek.
The Proposal - Katie Ashley Orijinali Kitap Esintisi adresinde.

İlk kitabı hatırlarsanız geçtiğimiz günlerde Sevgili Kitap ve Yorumbaz ile okumuştuk. Unuttuysanız yoruma buradan ulaşabilirsiniz. Kitabı Aidan'ın salak bir psikolojik bunalımıyla Emma'yı aldattığı zaman bırakmıştık. Hatta çook çok pişman olmuştu anında ve geri kazanmaya da kararlıydı.

Bu sefer kitapta Emma'nın Aidan'a yanaşmamasını görüyoruz. Kitabın başında Aidan'ın babası kalp krizi geçiriyor da zoraki konuşmak zorunda kalıyor. Hastanede ayrıca Doktor Pesh isimli bir Hintli ile de tanışıyor ve ondan da etkilendiğini fark ediyor. Her ne kadar başka bir adamın bebeğine hamile olsa da Pesh de gereksiz yere ona çıkma teklifi felan ediyor.

Aidan doktora haklı olarak uyuz oluyor. Tabi Emma'nın hamileliğindeki bir sorun nedeniyle iki hafta yatması gerekince hemen kendi evini öne sürüyor ve kabul ettirmeyi de başarıyor. Araları yine düzelir gibi oluyor çiftimizin. Ama Pesh'i eve de çağırıyor, yatma zorunluluğu bitip biraz daha kalmaya karar verdiğinde onunla dışarı da çıkıyor. Bir nevi ilk kitapta Aidan'ın yaptıklarını bu sefer Emma yapıyor ve Aidan bozula bozula sinir oluyor. Neyse ki Pesh ile öpüşmesinden sonra aslında hala kalbinin Aidan'da olduğunu anlıyor da aklı başına geliyor, Pesh de zaten ölen karısını unutamadığını fark edip dostane bir şekilde ayrılıyorlar. Emma direk Aidan'a koşuyor, biz de nihayet diyip rahatlıyoruz.

Buradan sonrası artık ilerleyen hamilelik, doğum, minik Noah ile geçtiği için dört yıldızı veriyorum. Özellikle epilog kısmı, bu tip bölümlere hep ayrı bir sevgim vardır. Yoldaki ikinci bebek haberi ve minik Noah'nın yaptıkları kalbinizi ısıtıyor ve kitap bitiyor. Aidan tam bir aile babası olmuş ayrıca da. Serinin üçüncü kitabında bu kitapta aradığını bulamayan Pesh ile Aidan'ın kız kardeşi anlatılıyor. Bir ara okurum diye düşünüyorum.
Collide (Collide, #1) - Gail McHugh Orijinali Kitap Esintisi adresinde.

Bu yorumu sıcağı sıcağına yazmak için sabahın bu saatlerinde (04.38) oturdum yazının başına. Gün içinde yayınlanacak olsa da aslında ne kadar aceleci olduğumu görün istedim. Collide konusu gereği beni çeken kitaplar listesindeydi zaten. Bu aralar gözde olan NA (yeni yetişkin) tarzında yazılmış bir roman. Kapak, konu felan hoş da hiç tahmin etmediğim şey bu kadar salak bir kız ile tanışacağımdı.

description

Size aslında sadece kızdan bahsetmek istiyorum. Bu arkadaş, ismi Emily olur, Dillon isimli bir hödüğe aşık olduğunu sanmaktadır. Dillon beş para etmez herifin tekidir benim için ama bu salak haftalarca görür görmez kapıldığı Gavin'e sırf bunun yüzünden şans vermez. Bir de Dillon'ın ne mal olduğunu tam anlayamaz ya gel de fitil olma.

Gavin isimli caanım ciğerim olan arkadaş deli gibi aşık olmuştur çoktan Emily'e. Ama kızdaki benim erkek arkadaşım var, ay suçlu hissediyorum, yapamam felan ayakları feci sinir bozucu. Bir kere yazar çok uzatmış, bunaltıyor gerçekten. İkincisi de her zamanki klişelerden birini kullanmış. Tam işler düzeldi dediğim zaman şöyle bir şey olur: Kız sürpriz yapmaya Gavin'in evine gider ve aman aman, kapıyı eski nişanlı açar! Bizim salak da koşarak kaçar, nispet olsun diye Dillon ile evlenmeye kesin olarak karar verir. Bir dinle adamı değil mi, nerede sizin aşkınız, güveniniz...

Gavin de yazık işte, ne olduğunu bir süre anlamıyor ama anladığı zaman onu geri kazanmak için çok uğraşıyor. Tam pes ettiğini düşündüğünüzde de düğün öncesi resepsiyonda acaip şeyler yaşatıyor insanlara. İnatçı ve de kararlı adam işte, alacak istediğini. Ama o kadar kalbi kırılıyor ki en son bir gidişi var, gidip sarılasım geldi yeminle adama.

Sonuç olarak kitabı fitil olarak okudum. Bir karakter bu kadar delirtir insanı yani. (Bella'dan sonra tabi). Aklı başına çok geç geldi ama ikinci kitapta da umarım Gavin süründürür onu bol bol, hıh. Biri de şöyle çakamadı ya kıza ona yanarım.

description

Sırf kızın acı çektiğini görmek için direk ikinciye geçiyorum, onun da yorumu yakında burada olacak.

Ayrıca bu kitabı ÜKG kızlarından Sevgili Kitap ve Yorumbaz ile okuduk. Onların yorumlarına da linklerden ulaşabilirsiniz :)
No Rest for the Wicked - Kresley Cole Orijinali Kitap Esintisi adresinde.

Kresley Cole gittikçe favorilerimin arasına giren bir yazar. Serinin ilk iki kitabından sonra bu kitap için diyebileceğim tek şey mükemmel olması. Öyle şahane bir kurgusu vardı ki saatlerce okudum, sonunda gözlerim de doldu ama bitince dönüp dönüp tekrar baktım kitaba.

Kitabın kadın kahramanı Kaderin, bin yıl kadar önce kız kardeşlerini kaybettikten sonra bütün duygularını yitirmiştir ve sadece vampir avlamakla zaman geçirir. Ama tam öldüreceği sırada, bu koca malikanede herkesten uzak yaşayan ve ölümü isteyen vampirle tanıştığında kılıcını kaldıramaz bir türlü. Sebastian Wroth, yani Nikolai'nin zorla dönüştürdüğü küçük kardeşi, bu küçük kadın hakkında daha çok şey bilmek ister ama Kaderin ondan etkilendiğini fark ettirdikten sonra bir anda yokluğa karışır.

Kendilerine ne olduğunu anlayamaz çiftimiz. Ama Sebastian onun gelini olduğunu anladığında gittiği yerlere ışınlanabileceğini fark eder. Işınlandığı yerde ise Kaderin 250 yılda bir olan Tılsım'a Hücum oyununa hazırlanmaktadır. Her defasında güzel ve ilginç şeylerin kazanıldığı bu yarışmayı son 5 defadır Kaderin kazanmaktadır. Bu seferki ödül geçmişe dönüp oradaki birinin geri getirilmesini sağlayan bir anahtardır ve bunu duyar duymaz Kaderin onu her şeyden çok istediğini fark eder, çünkü bu sayede kız kardeşlerini geri getirebilir ve yeniden bir aile olabilirler. Ama zaman geçtikçe Sebastian tarafından kuşatılan Kaderin oyunun sonunda ailesi ve kalbi arasında seçim yapacağını fark eder ve fark ettirmek istemese de geçmişe gidip geldiğinde Sebastian'ı unutmak istemediğini anlar.

Kitap bir hayli sürükleyici. Yarışmalar, o esnada yaşananlar, Valkyrie evindeki gelişmeler... bir dolu şey var. Ama sonlara doğru öyle şeyler oluyor ki gözünüzü kırpmadan okuyorsunuz. Kendi adıma kitabın yaklaşık 300 sayfasını bir oturuşta bitirdim, çünkü sona gelmeden bırakmak istemiyorsunuz. Zaten son 20-30 sayfayı nasıl okuduğunuzu anlamayacaksınız. Bu türün fanları için harika bir kitap gerçekten. Devamı da hızlı hızlı gelse keşke...
Yatağımdaki Yabancı - Müge Kocaman Özçelik, Sylvia Day Orijinali Kitap Esintisi adresinde.

Slyvia Day bu aralar bizde çok popüler. İki yayınevi de büyük bir hızla kitaplarını çevirip yayınlıyor. Yatağımdaki Yabancı ise Pegasus'tan çıkan ikinci kitap. Türü gereği bol bol erotik sahne içeren kitap aslında pek de orijinal bir konuya sahip değil.

Konusu sizi rahatsız eder mi bilmem. Çünkü evlenen çift (erkek 22, kadın 26 yaşında) sevgililerinden ayrılmayı kabul etmiyorlar. Aynı yatağa girmeyip dışarıda bol bol dedikoduya sebep oluyorlar. Gray hatta genç bir kıza aşık ve kız da hamile. Bunun mutluluğuyla yine de gözü dışarıda, başka kadınlarda (!). Isabel ise yatağına aldığı erkeklerle birkaç yıl takılan bir dul.

Ne zaman ki Gray sevdiği kızın çocuğuyla öldüğünü duyuyor, şok geçiriyor ve alıp başını gidiyor. Öyle ki 4 yıl sonrasına kadar da dönmüyor. Döndüğü zaman ise bir zamanlar olduğu neşeli çocuk gitmiş, yerine daha sert hatlı, mutsuz bir adam gelmiş. Isabel evlendiği adamı tanıyamıyor, tamamen bir yabancıya dönüştüğünü görüyor. Ama Gray'in ise Isabel'i tekrar gördükten sonra tek bir amacı var: O da karısını kendine aşık etmek.

Isabel önceki evliliğinde çok yara aldığı için Gray'i bir hayli zorluyor ama asıl çocuk meselesinde araları bir ara kopuyor gibi oluyor. Ama Gray isimli aşık erkek dayanamayıp karısının peşinden koşuyor.

Kitapta ayrıca Isabel'in abisi Ryhs'in de hikayesini okuyoruz. Onun da ince, narin, sosyeteyle pek işi olmayan genç kıza aşık oluşunu görüyoruz. Kitabın sonu ise epilog. Çocuklu, doğumlu epiloglardan. Kitaba 4 vermemin nedeni bu, yazar beni hassas yerimden yakaladı çünkü. Neticede fena bir kitap değildi, eh işte diyebilirim. Konuya çok özenilmemiş gibi geldi bana o kadar. Okumadan önce bir hayli erotik sahne içerdiğini bilin, ona göre okuyun.
Cesetler Ağlamaz - Agatha Christie Orijinali Kitap Esintisi adresinde.

Pinuccia'nın yazar aylarında bu ay Agatha Christie okunuyor. Her ne kadar biraz geç gördüğümü düşünsem de katılmadan edemedim. Her zamanki gibi kendimi yine kaybettim Poirot okurken. Yazarın bir hayli kitabını okuduğum için bundan sonraki hedefim Poirot ve Miss Marple'ın okumadığım kitaplarını okumaktı, bu etkinlikle bir Poirot kitabım daha azaldı.

Bu sefer olaylar bir hayli karışık. Sadece cinayet değil, kafa karıştıran birçok detay da var. Her zaman kitaplarda katili bulmaya çalışırım. Bu çok zor bir şeydir ama zaman zaman şüphelendiğim kişileri tutturabildiğim olmuştur. Bu kitapta herkes katil gibi görünmüyor ama bu yazardan öğrendiğim bir şey varsa o da genellikle en olmayacak kişinin katil çıkmasıdır. Her kitabında bu durumu düşünsem de yine de herkesten şüphelenirim. Ama Poirot'nun bile aklına çok geç gelen o düşünce benim en başlarda gelmişti. Çoğunluktan şüphelendiğim gibi ondan da şüphelendim ama işte olayın arkası bir hayli şaşırtıcıydı.

Bir an düşün, Hastings! Bir sürü engel var yolumuzda. Elimiz kolumuz bağlı. Bir katili cinayet işlendikten sonra yakalamaya çalışmak... Bu kolaydır! Daha doğrusu benim gibi güçlü biri için kolaydır. Neticede katil, o cinayeti işleyerek olaya imzasını atmış sayılır. Ama şimdi, burada işlenmiş bir cinayet yok. Bundan başka cinayet işlenmesini de istemiyoruz. Bir katili, cinayeti işlemeden önce ortaya çıkarmak... İşte asıl zor olan şey bu.

Kitabın konusuna yavaşça gelirsek; Nick isimli genç kız bir süredir garip kazalar geçirmekte ve ölüm tehdidi yaşadığını bilmemektedir. Poirot bu durumu görür ve genç kızı olacaklardan korumaya çalışır. Ortada cinayet yokken katil arayan Poirot aslında bir hayli hataya düşer. Katil kendini gösterir ama ölen Nick değil, onun kuzeni Maggie'dir. Bunun üzerine araştırmaya devam eden Poirot ve Hastings garip ayrıntılar sayesinde olayı çözerler - daha doğrusu Poirot çözer, Hasting her zamanki saflığıyla bütün insanların iyi olduklarını sanıp görünüşlerine aldanmaktadır.

Katil, dolandırıcı, uyuşturucu satıcısı... bir sürü malzeme vardı kısacası kitapta. Yazarı çocukluğumdan beri çok severim, bu sefer de beni hayal kırıklığına uğratmadı. Ve hala yazarın cinayet işlemiş olabileceği teorime de sadığım.
Drop Dead Gorgeous - Linda Howard Orijinali Kitap Esintisi adresinde.

Bu serinin ilk kitabı bizde "Ölümcül Hata" ismiyle GOA yayıncılıktan çıkmıştı. Tabi yıllar yıllar geçtiği için kitap halini bulmak çok zor durumda şu an. Orada Blair isimli asıl karakterimiz ölüm tehlikesi atlatıyordu. Hatta kendisinin yerine ona benziyor diye başka bir kadın öldürülüyordu. Soruşturmaya gelen polis ise iki yıl önce bir anda ondan ayrılan yakışıklı polis Wyatt oluyordu ve katili ararlarken araları da düzeliyor ve birbirlerine aşık oluyorlardı. Katil de eski kocasının karısı çıkıyordu, hatta eski kocası da işin içindeydi öyle bir şey. (spoiler oldu biraz sanki)

Bu kitapta da yine Blair'i öldürmek isteyen birisi var. En başlarda Wyatt'a dahi kendini inandıramasa da evinin komple yanıp canını zor kurtarması üzerine Wyatt da öküzlük yaptığını anlayıp onu kollamaya çalışıyor. Ayrıca bir de planlanmakta olan düğünleri var ve pek de fazla zaman yok önlerinde. Blair bu karmaşa içinde birçok şey atlatıyor ama sizi bol bol güldürüyor. Bizim biraz çatlak diyebileceğimiz bir tip Blair, evi yanarken pencereden çıkmak üzereyken dönüp düğün ayakkabılarını kurtarıyor, işte bu şekil biri. Eğlenceli diyaloglar okurken katil de nihayet kendini belli ediyor ve ilk kitabı okuyan biri olarak tepkim şuydu: Ne çektin be Blair? Bu eskilerden nihayet yakalarını kurtarıyorlar ama Wyatt'ın Blair uğruna kurşun yemesi gerekiyor.

Kitabın sonunda ise Blair'in ağzından tarifler var. Keşke onun yerine düğün epilogunu anlattıktan sonra biraz daha sonrasını da anlatsaymış yazar diye hayıflandım. Biz de bununla yetiniyoruz ve Blair Mallory macerası burada bitiyor.
Frigid - J. Lynn,  Jennifer L. Armentrout Orijinali Kitap Esintisi adresinde.

Frigid; ülkemizde çok sevilen Melez Sözleşmeleri ve Lux serilerinin yazarı Jennifer L. Armentrout'un, J. Lynn takma adıyla yazdığı new adult (yeni yetişkin) bir roman. En yakın arkadaşına aşık olan Sydney, kendisine bir türlü o gözle bakmayan Kyler ile ne yapacağını bilememektedir. Beraber olduğu her kız yüzünden kalbi de kırılır hatta. Ama Kyler'ın yanındaki cevheri fark edebilmesi içine başına bir kaya düşmesi şarttır haliyle.

Bütün her şey tipi esnasında tatil yapacakları kayak evine gitmeleriyle başlar. Arkadaşlarıyla orada buluşmayı düşünen ikili, diğerlerinin hava şartları yüzünden gelememesi yüzünden bir başlarına kalırlar. (Burada sırıttığınızı hisseder gibiyim.) Sydney, içtiği bir gece hislerini daha fazla içinde tutamaz ama Kyler buna şaşırmış gibi görünse de içten içe sevinmektedir, çünkü bu yasak düşünce bir süredir onun da aklını çelmektedir. Zaten gösterdiği kıskançlık örnekleriyle durum anlaşılmaktadır bir nevi.

Çiftimiz yakınlaşırken başlarına garip şeyler gelmeye başlıyor. Ağacın kabloları koparması yüzünde elektrikler gidiyor, Sydney camın önündeyken ona ateş ediliyor, biri jeneratörün kablolarını kesiyor. Kim olduğunu bulamıyorlar ama Kyler koruma içgüdüleri had safhada bir şekilde dolaşıyor. Tipi yavaşlayıp da kasabaya inen Kyler'a sürpriz yapmak isteyen Sydney onun eski Kyler olduğunu görüyor ve eve bir hücüm dönünce de bir bakıyor ki iki adamın...

Daha fazla spoiler içeren yorum olmasın diye burada dan diye kesiyorum. Sonuç olarak çiftimizin arası biraz nane molla, aksiyon da yaşıyorlar ama en sonunda nihayet ikisi de gözlerini açıp birbirlerine kavuşuyorlar. Yıllarca süregelen bu etkilenme durumu da nihayete eriyor.

Kitap sizi sıkmıyor, zaten biraz Linda'nın Fırtına romanını da andırıyor. Biraz daha farklı tabi ama karda mahsur kalıp başlarına bir şeyler gelen çift temasını hep sevmişimdir. Biraz daha dişinizi sıkarsanız alıp okuyabileceksiniz de. Ben de yazarın ertelediğim diğer romanlarına geçebilirim.
Soldan İkinci Mezar  - Bilge Gündüz, Darynda Jones Orijinali Kitap Esintisi adresinde.

Niye bu kadar beklemişim ikinciyi okumak için anlayamadım, çünkü bu kitap acayip iyiydi. Öncelikle çok özlemişim: Hem Charley'nin yorumlarını hem de Reyes'in kendisini... Bir erkek karakter bu kadar çekici olabilir yani kitapta. İlk kitabı nerede bırakmıştım tam hatırlayamasam da bir anda adapte oldum zaten buna. Reyes'in kayıp vücudunu bulmaya kararlı Charley, ölümlerini araştırdığı hayaletler, bulması gereken kayıp kişiler ile heyecanlı bir kitaptı da. Reyes'in Charley'e yaptığı ziyaretler yeterince salya akıtmamıza neden oldu zaten. Reyes'in şeytanın oğlu olduğunu ilk kitap öğrenmiştik, bu sefer de ölümünün nelere yol açacağını öğreniyoruz. Charley sonunda vücudunu kurtarıp Reyes'i de vücuduna bağlıyor ama Reyes'i öfkeden köpürttüğü için onu ne zaman görebilecek belli değil.

Cookie'nin arkadaşı Mimi'nin kaybolması da elindeki diğer vakaydı. Mimi'nin sınıf arkadaşlarının tek tek ölmesi üzerine Charley lisede başlarından ne geçtiğini merak ediyor ve burnunu sokup araştırmaya başlıyor. Babasının peşine düşen katille de boğuşuyor, kendilerini FBI ajanı olarak tanıştıranlarla da. Reyes yardıma geliyor tabi ama bundan sonraki olaylarda vücudundan çıkamayacağı için Charley ne yapacak bilemiyorum.

Kitap bol bol güldürdü beni. Bazı yerler var, kenara not aldım; onlar size biraz ipucu verebilir:

"Kahretsin. İşkenceden nefret ederdim. Çok işkenceli olurdu."

"Karanlık bir lorda bir şeyler kurban edilen ritüellere karışmadıysa ya da hayatının bir noktasında Amway temsilcisi olmadıysa masum insanları öldürmek için bir nedeni olamazdı."

"Amcam kararlı adımlarla bize doğru yürüyordu. Bir misyonu vardı. Ya da hemoroiti. Veya her ikisi birden."

Biri banyo kapısını tıklattı."Charley, tatlım?"
"Evet, Ubie, canım?"
"Uyanık mısın?"
Amcam çok komikti. Sırtımdaki sabunu durularken, "Hayır" dedim.


Olayın özü; siz hala bu seriye başlamadıysanız çok şey kaçırmışsınız demek. Bu tip romanlar arasında favorilerimden biri budur. Seriye devam etsem mi yoksa bizde yayınlanmasını beklesem, ayrı bir çelişki içindeyim ayrıca. Türkçe okumanın çok güzel bir zevki vardı, çeviri de şahaneydi bu arada söylemem gerek. Kitaba BAYILDIM!
Escaping Reality - Lisa Renee Jones Orijinali Kitap Esintisi adresinde.

Escaping Reality adından anlaşıldığı gibi bir kaçış hikayesi. Sorun şu ki Amy neden kaçtığını tam olarak bilmiyor. Çalıştığı yerde koruyucusundan mektup aldığı zaman kaçması gerektiğini görüyor. Yeni bir isim, yeni kimlikler, nakit para, yeni bir iş vs. her şey ayarlanmış bir halde önüne sunuluyor. Bu sefer New York'tan ayrılmayı hiç istemiyor ama eli mahkum kendini Denver uçağında yanında yakışıklı mı yakışıklı, zengin mi zengin bir mimar ile buluveriyor. Biraz kontrolcü karaktere sahip olan Liam Amy'i gözünün önünden ayırmayacak kadar takıntı gösteriyor. Aradaki elektriğe karşı koyamıyorlar ama Amy geçmişi yüzünden sıkıntı çekeceğini düşündüğü Liam'dan uzaklaşmak istiyor. Liam böyle bir şeye izin verir mi? Vermiyor zaten.

Bir de Jared var, karşı komşu. Ondan garip bir elektrik alıyor Amy, ama daha önce tanıştığını düşündüğü şeklinde bir elektrik. Bana onun koruyucusu olabilir gibi geldi. Kitapta açıklanmıyor işte, ama bu Jared hacker olduğu için o çıkarsa şaşırmayacağım. Ayrıca Amy kurmaca bir ofiste kurmaca bir emlak yeriyle karşı karşıya olduğunu düşünüyor. Bu sefer işlerin daha garip olduğunu sezen ve kaçmaktan yorulan Amy, en sonunda neyden veya kimlerden kaçtığını öğrenmeye çalışıyor.

Kitabın sonunda Liam'ın konuşmasına misafir olmasıyla kendini memleketi Texas'a gitme isteği içinde buluyor. Orada neler bulacak ve geçmişinde ailesine tam olarak ne olduğunu bulma umutlarımız ikinci kitaba kalıyor. Kötü bitiyor açıkçası, böyle sonları sevmem ama ikinci kitapla bütün bu gizem dağılacak gibi geliyor. Yazar çabuk yazsa bari.

Currently reading

Çağrı
Esat Ören, Stephen King
Sürgün
Maya Banks